Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliğinde değildir. İçeriğin doğruluğunu ve güncelliğini sağlamak için her türlü çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten doğabilecek sonuçlardan dolayı sorumluluk kabul edilmez. Özel durumunuza uygun olarak uzman veya güvenilir bir kaynağa danışmanız tavsiye edilir.
Giriş
İnsan hayatı pek çok zorluk ve sıkıntıyla doludur. Bu sıkıntılar bazı kişileri ölümle ilgili düşüncelere sürükleyebilmektedir. Ölmek istemek ya da ölmek için dua etmek birçok insanın aklında var olan bir sorudur. Ancak bu konu İslam inancı açısından oldukça hassastır. Bu yazımızda ölme arzusunun caiz olup olmadığı ve bu dilekle ilgili Kur’an ve hadislerdeki görüşleri ele alacağız.
Ölümü dilemek neden caiz değildir?
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Hiçbiriniz uğradığı bir zarardan dolayı ölümü temenni etmesin. Eğer kendini buna mecbur hissederse şöyle desin: ‘Rabbim! “Hayat benim için hayırlı ise yaşatın, ölüm benim için hayırlı ise canımı alın.” (Buhari, Merda, 19). Söz konusu hadis, insanın sıkıntıdan dolayı ölümü istemesinin yanlış olduğunu vurgulamaktadır. Ölüm, hayatın sonu ve her türlü amelin sona erdiği bir aşamadır; Bu nedenle değerli olan hayatta iyilik yapabilmek için insanın var olması gerektiği belirtilmektedir.
Ölümü istemek aynı zamanda Allah’ın iradesine karşı çıkmak anlamına da gelir. İnsanın hayatı boyunca gireceği sınavlar elbette ilahi iradeyle gerçekleşir. Bu nedenle insanın karşılaştığı sıkıntılara sabretmesi, Allah’a tevekkül etmesi ve bu dünya hayatının geçici olduğunu bilmesi gerekir. Hayat her ne kadar zorlu olsa da sabırlı olunması ve mücadele edilmesi gereken bir süreçtir.
Manevi Huzur ve Sabır
Zorluklar karşısında Allah’a sığınmak ve dua etmek bir müminin kullanması gereken en önemli yöntemlerden biridir. Dua etmek bir anlamda manevi dinlenmedir. Bu süreçte kişinin sabrı ona manevi huzur getirebilir. Ölümü istemek, o manevi huzuru ve sabrı ölümle bitirme arzusunu taşır ve bu son derece yanlış bir tutumdur. Bunun yerine, musibetler karşısında ‘Ya Rabbi bana hayırlısını ver’ şeklinde dua etmek daha uygundur.
Ölüm İçin Dua Edilen Durumlar
Bazı durumlar özel dualara yol açabilir. Bu tür dualar genel olarak insanın başına gelebilecek büyük bir musibet veya sıkıntı karşısında en iyi sonucu almak için Allah’a yapılan dualardır. Mesela Hz. Ömer (ra) gibi sahabeler sıkıntıya düşmemek için şöyle dua etmişlerdi: ‘Ya Rabbi, ben yaşlandım, gücüm zayıfladı, artık beni yanına al da beni daha fazla zarardan koru.’ Burada görüldüğü gibi ölüm bir sonuç olarak değil, tehlikeden kaçma isteği olarak ifade edilmektedir. Bu tür bir durum ölüm arzusu değildir; Aslında bu bir nevi korunma ve bağışlanma arzusudur.
Yine Hz. Yusuf şöyle dedi: “Rabbim! “Müslüman olarak canımı al ve beni salihlerden eyle.” (Yusuf, 12/101) ve geçici bir arzunun ötesinde bir amaç ile dua etti. Bu tür dualar, tam bir son istemekten ziyade, Allah’a yakınlaşmayı ve hayatı güzel bir sonla tamamlamayı dilemektir.
Dua ve Ölümün Kabulü
Ölüm anı insanın yaşayacağı en zor anlardan biridir. İnsan son anlarında samimiyetine ve Allah’a olan inancına göre dua eder. Bu noktada “Ya Rabbi beni bağışla ve beni Refik-i Ala’ya (en yüce dosta) ulaştır” gibi dualar kişinin ruh halini ve ahiret arzusunu yansıtır. Önemli olan bu tür duaların samimi bir niyetle, samimi bir şevkle yapılmasıdır. Böylece ölüm anı, teslimiyet ve sonsuz huzura kavuşma arzusu çerçevesinde gerçekleşir.
Çözüm
Belalardan, sıkıntılardan bunalan insanın son çaresi ölümü istemek olmamalıdır. İslam, hayatı sevmeyi, zorlukları aşmayı ve onlara sabretmeyi esas alır. Bu nedenle dua, zorluklar karşısında bir teselli ve güç kaynağı olarak görülmelidir. Sonuç olarak ölümü dilemek yerine, hayat için dua etmek ve bu hayatta Allah’tan rahmet dilemek hem İslam öğretisinin hem de manevi sağlığın bir gereğidir. Hayat ilahi iradeyle akıp gider ve her durumda sabır ve dua müminin en büyük silahıdır.